(4. Gün) Cison di Valmarino: Bir Masal Diyarı
Bazı şehirler vardır, insan ömrünü orada geçirebileceğini düşünür. Her seyahatte diğerlerinin önüne geçen, insanın aklını başından alan, bir ömür orada yaşayabileceğini düşündüğü yerler vardır... Daha önceki turda beni de çok etkilese de Mustafa'nın aklını alan bir yer vardı, onu es geçmek olmaz: Bagnères-de-Bigorre. Nedir buranın kerameti bilemem, belki ruh halidir. Ama Mustafa'nın her fırsatta buraya geri döneceğim dediği bu şehirden bahsetmeden olmazdı.
*Fotoğraf bulursam hemen koyacağım eksik kalmasın :P
Aslında başka bir yerde kalacaktık, ama ben Venedik'te adam gibi bir 24 saat geçirebilelim diye daha yakında bir yerde kalalım istedim; tamamen rastlantı sonucu kendimizi burada bulduk: Cison di Valmarino. Meğer Kuzey İtalya'da bir Prosecco Rotası varmış, bu köy de o rotanın dibindeymiş. Ama olmasa ne fark eder... Prosecco içemesek ne fark ederdi... Bu ev, açık ara kaldığımız her yerden daha güzeldi. Hani hayalinizde bir kır evi vardır, her detayında sizin parmağınız olsun istersiniz. İçinde kendinizi gerçekten iyi hissettiğiniz, ev gibi hissettiğiniz bir ev. İşte burası orası. Başka insanların evlerini, hayatlarını kıskandığım olmuştur - yalan söylemeye gerek yok- ama burası beni çatlatan tek yer oldu. Öyle ki yolunuz oraya düşmese bile düşürün ve kalın bu evin çatı katında...





