top of page

(4. Gün) Axpe: Asador Etxebarri

Uyandığımızda Mustafa'nın karnında kelebekler uçuşuyordu. Benimle tanıştığında bile bu kadar heyecanlanmadığına çok eminim. Son 2 yıldır ateşte yemek pişirmekle yakından ilgiliydi ve bu konuda iki duayen vardı. Bir diğerinde de umarım yeriz ama mesafeler çok yakın değil... Ötekiyse Victor Arguinzoniz! Okulun ilk gününe giden çocuk gibi "Lütfen kötü olmasın, lütfen!" diyordu sürekli olarak.

San Sebastian'dan Axpe 73km, bizse erken çıktık yola, dağ yollarından gidelim istedik, o yüzden 2 saat 10 dakika gösterdi bize sevgili navigasyonumuz Özgür. Sanki bir gün öncesine kadar cehennem sıcağında kavrulmuyormuşuz gibi bir sağanak başladı önce, yağmurlar, gökgürültüleri, şimşekler... Bir tek benim giyeceğim elbiseyi etkiledi tabii bu durum. Olabildiğince şık, ama öğle yemeği şıklığında giyindik. Her şey ütülendi, ben topuklularımı ve ceketlerimizi arabaya yerleştirdim.

Aslında yer bulma umudumuz yoktu. Yazdığım e-mailde 6-17 Eylül arası, akşam ya da öğle yemeği ne zaman uygunsanız demiştim. Bundan 6 ay önce... Çok kısa zaman sonra 50 Best Restaurant'ta üst sıralara yükseldi Etxebarri ve bir daha da uzun süre kimsenin yer bulamadığını biliyorum.

Biraz uzatacağım ama ertesi gün gittiğimiz ve yine herkesin övdüğü Elkano'nun bizim için neden böyle bir düşkırıklığı olduğunu anlamak için önemli. Biz Etxebarri'ye giderken zor bir yol katetmiştik, ama aynı zamanda dağlardan tepelerden, kimsenin olmadığı yerlerden geçerek gitmiştik. Bizim için zaten orada yiyeceğimiz yemeğin deneyimi çok önce başlamıştı. Ama otoyolu tercih etseydik bile çıkıştan restorana gitmek başlı başına bir deneyimdi. Koyunların ve ineklerin otladığı dağlardan, muhteşem dağ havasını içinize çekerek, (sanırım Fahri Gediz böyle betimlemişti) tam kaybolduğunuzu ya da yanlış yerde olduğunuzu düşündüğünüz anda karşınıza çıkıyor Etxebarri. Aslında bu yol sizin deneyiminizin bir parçası. O tereyağını ya da peyniri yerken bilinçaltınız sizi geçtiğiniz yollarda gördüğünüz hayvanlara ve her şeyin tazeliğine götürüyor.

Biz üstümüzü değiştirirken yan arabadan değil oraya, herhangi bir restorana giderken öyle giyinmeyeceğiniz iki hanım çıktı. Mustafa dedi ki başka yere gidiyorlardır, sonra baktı yoooo gayet önümüzden ilerliyorlar. Kapıyı açınca etraftaki herkesin gayet rahat giyimli olduğu; loş hatta salaş bir bar karşılıyor sizi. Biz gözlerimizi kocaman açmış salak salak bakıyor olmalıyız ki hemen başgarson yanımıza yaklaştı, adımızı bulup bizi yuk