(10. Gün) San Sebastian: Kokotxa ve Sanat-Yemek İlişkisi
Aslında bir yanlış anlaşmadan başladı her şey... Ama sonuçta kendimizi Kokotxa'da bulduk. Bir öğlen en güzel meydanlardan birine, daha önce de bahsettiğim Santa Maria del Coro Bazilikası'nın karşısında. Tabi ki yine erken gittiğimiz için bizi kapıdan geri çevirdiler. Bence daha sevimli bir şekilde ifade ettiler bunu: "Ama erken gelmişsiniz!" dediler, yine de bu sefer Mustafa gıcık oldu bu duruma. Gittik meydanda bir taşın üzerine oturduk mecburen. Etraftaki çocuklu ailelere bakıp çocuklarına davranışlarından nereli olduklarını tahmin etmeye çalıştırken gördüm bu heykeli ve kalbimi çaldı demek yanlış olmaz sanırım :)

Sonunda 15 dakikamızı geçirdik ve 5 dakika rötarla restorana girdik. Daha kapıda aslında nasıl bir yemek yemek üzere olduğumuzun emareleri geldi. Çok genç ve heyecanlı bir ekiple karşı karşıya olduğumuz belliydi. Mekan çok sade döşenmişti ve büyük pencerelerden aldığı gün ışığıyla biz gittiğimizde şık ama rahat bir havası vardı.

Öncelikle: ne yiyeceğimizi bilerek gittik, yani süslü tabaklarda kasan yemekler yiyeceğimizi demek istiyorum. Ama asıl bilmediğimiz şey bu yemekleri tartışırken çıkacağımız yolculuktu.
Biz Pazar Menüsü tadımını tercih ettik. Önce fotoğrafları paylaşıp sonra yazısını yazacağım.
