top of page

Genetik Bir Kod: Seyahat Etmek


Benim seyahat etme ihtiyacım genetik kodlarımdan geliyor. Bundan bir kaç sene önce anneannem bana "Bu yaz denize girecek misin?" dedi. "Evet, umarım okyanusa gireceğim." dedim. "Ayyy, okyanus suyu çok soğuk olur, çok üşürsün." dedi. "Sen nerede okyanusa girdin?" dedim. "Hawaii" dedi...

Doğma büyüme Yeşilköylüyüm. Evimiz uçakların kalkış-iniş rotasının altındaydı. Bir çocuk düşünün ki 24 saat yatak odasının penceresinden uçakları izliyor. Uçakta daha çok yabancılar mı var yoksa yerliler mi diye düşünüyor. Her uçağın içinden birini seçip ona bir hayat hikayesi kurguluyor.

Bir çocuk düşünün ki anneanne tarafı 1 aylığına Amerika'ya gittiğinde babaanne tarafı Singapur'da oluyor. Hep bu hikayelerle büyüyor. Masallardan daha çok Disneyland'daki oyunları dinliyor. (Anneanne ve dedesinin rollercostera binmesini irdelemek elbette bu yazının konusu değil!)

Elbette böyle imkanları olan bir ailenin içinde doğmuş olma şansı beraberinde lüks gibi gözüken bir ayrıcalık getiriyor. Ama seyahat etmek kanınızda varsa doğru planlamayla İstanbul gibi bir şehirde bir haftasonunda harcadığınızdan daha fazla para harcamayacağınıza emin olabilirsiniz.

15'ime kadar ailemle, 20'me kadar okulla, 25'ime kadar yalnız, ondan sonra arkadaşlarımla gezdim. (30'umda kendimden 8 yaş küçük kardeşim ve arkadaşlarıyla 16 günlük bir Hindistan gezisi var bu sıralamayı bozan, o da kesinlikle bu yazının konusu değil!!)

Ben bir seyahat bağımlısıyım! Bana merhaba diyen müşteri, tedarikçi, komşu, sözlük yazarı hiç fark etmez kendini 10 dakika sonra ucuz uçak bileti bulunmuş, hangi otelde kalacağı belirlenmiş bulur. Herkesin kanına giriyorum, bazılarında işe yarıyor :)

En zor tarafı başlamak sanırım. 3 kıta 20 ülke 98 şehir içinde Türkiye ve aklım başımda olmadığı zamanlarda dolaştıklarım olmaksızın)... Elbette hepsini yazmak da mümkün değil, okumak da. O yüzden sondan başa doğru sakin sakin başlayayım bir... Devamı gelir elbet...

takıp edın 

  • Instagram Clean
  • w-facebook

baska ne var 

bottom of page