top of page

Son: Aklımda Kalan San Sebastian

3 ay geçtikten sonra San Sebastianla ilgili ne hissettiğimi düşündüm. Açıkçası uzun zamandır yerleşik bir tatil yapmamıştık ve bence Mustafa da ben de biraz sıkıldık bu durumdan. Sürekli yolda olmanın heyecan veren bir tarafı var. Önünüze ne çıkacağını asla kestiremiyorsunuz. Çok yorulsak da benim için tatil öyle bir şey biraz. Çünkü fiziksel olarak ilerlerken dönüp geriye bakmıyor insan, aklı hep geriden geliyor. (iyi anlamda)

San Sebastian benim için biraz Venedik gibiydi. Elbette arada şöyle bir fark var: Venedik'e ilk gitmem bundan 25 sene önceydi, çoğu da tek başımaydı. San Sebastian'aysa ilk defa 35'imde gittim. Ama geçen yıl gittiğim Venedik'le aynı duygudaydı. Turist kaynayan, yerellerin ortalıkta hiç gözükmediği, herkesin turistlerden nefret ettiği koca bir avuç Amerikalı, Fransız ve Uzak Doğulu'nun doldurduğu hissizleşmiş bir şehir. San Sebastian'ın bu noktaya daha yolu olsa da bence yereller nereye gittiğinin farkında ve bir küçük Barcelona olmaktan çekiniyorlar.

İki tane şey daha var beni çok etkileyen. Birincisi daha önce bahsettiğim vitrini kırtasiyeci gibi olan şekerlemeci. Anneannesinin açtığı dükkanmış ve şimdi torunu ufak ufak başlamış yapmaya... Duvarda dükkanın açıldığı zamandan kocaman fotoğraflar... %80 ürünü kendileri orada yapıyorlarmış. Yani, kabulüm, bir Fransız karamelacısı değil, ama yine de çok heyecanlandırdı beni, tüm o şekerlemeler, şuruplar, çaylar, çikolatalar... Bu fotoğraf da her şeyi yiyip fotoğraf için elimde bir şey kalmadığını fark ettiğimde çektiğim son iki çikolatanın fotoğrafı...

Konu değiştirirken şunu da şuraya koyayım:

İç savaşın ne kadar uzun sürdüğünü ve şimdiki tarihimize ne kadar yakın olduğunu; İspanya'nın AB'ye ne kadar geç girdiğini; bayılarak okuduğum İspanyol yazarların vurularak idam edildiğini öğrendiğimde hep çok şaşırmışımdır. Sanki uygar bir dünyada yaşıyormuşuz ve ortaçağdan beri savaş çıkmamışçasına şaşırmışımdır her seferinde. Mesela neden bilmem Franco'nun yaptıkları bana hep Hitler'in yaptıklarından daha çok dokunur. Belki kendi ülkesini ölüme sürüklediği içindir. O yüzden bu heykeli görünce çok dokundu bana... Dünyanın neresinde olursam olayım yaşadığım gerçekten kaçamayacağımı hissettirdi... Savaşın neredeyse hiç dokunmadığı (göreceli olarak elbette) Bask Bölgesi'nde verilen ölüler için yapılmış bir heykel, üzerinde isimleri ve çiçekleri...

Bir gece, bir otobüs durağında, belki biraz da sarhoş otobüs beklerken kafamı kaldırdım... Yani bir otobüs durağına ne yapabilirsiniz ki sonuçta... Durağın tavanı baktığınız bakış açısıyla çekilmiş fotoğraflarla doluydu. Ve her şeyden kopup sizi oraya götürecek kadar gerçekçi ve yarayıcı bir grup kocaman fotoğraf...

Sonuçta bilmiyorum, mesela yaşamaya giderim de tatile uzun süre gideceğimi zannetmem San Sebastian'a. Çok keyifli olmasına rağmen benim ruhuma uygun bir yer olduğunu düşünmüyorum. Bu düşünmediğim halimle 7 kilo alıp döndüm, bir de düşünseydim neyle dönecektim onu da siz düşünün artık...

Bu da buraya gelsin son olarak o zaman: Kocişim beni hiç kırmıyor ne istesem kiloyla alıyor. Beraber gut olup öleceğiz.

takıp edın 

  • Instagram Clean
  • w-facebook

baska ne var 

bottom of page