Bir Türk'ün Juice'le İmtihanı
Evimize bir şekilde şu meşhur sabahları kapınıza bıraktıkları sebze-meyve sularından girdi. Ben kendini yemekle terbiye edenlerden değilim. Başka şekilde terbiye ederim, ama yemeği yerim. Dolayısıyla "Amaaannn şöyle bi içim dışım temizlensin, parıl parıl parlayayım!" diye taleplerim yok. Benim aklıma giren şey boğaz ağrım oldu. Çok sevgili komşum Hediye, bana hasta olduğunda kendini aç bıraktığından bahsetmişti. Tarttım: açlık ve hastalık terazisinde, hastalık ağır bastı. Madem dedim kendimi bu sulara attım bir kere, bloga ekleyeyim bu yazıyı da bir daha yapmaya kalkışırsam açıp okurum. 6 cuysümü saatlere böldüm ve başladım: 1. İlki zaten çok iyi geliyor, sabah enerjisi var bünyede. Ben kahvaltı yapmadığım için ha ananas yemişim ha ıspanak suyu içmişim. Çok koymadı bana. Saat 09.30. 2. Bir sıkıntı basmaya başladı. Bir şey yemek istediğimden değil de, yemek zamanı manyak gibi bir sıvı içmekten. Bu içeceklerin biri sebze, biri meyve. Fakat ben gün içinde o kadar şeker almıyorum bünyeme. Buradaki suyu çıkartacak meyveyi ben 1 haftada yiyorum. İçtim meyve suyumu da oturdum yerime. Saat 12.00 civarı, problem yok. 3. Saat 14.00 oldu. Artık acıkmaya başladım. O anda dank etti kafama. Neden kafama dikip görev gibi içiyorum ki. Tatlı tatlı iç işte 1 saatte, zaten vitamini mi kalmış zavallı pestillerin. Cuysleri uç uca ekleme fikrini bulunca bir daha acıkmadım. 4. Midemde bir şenlik! Nasıl mutlu, nasıl hafif! Yıllardır onu mahrum bıraktığım sükuneti bulmuş çocuk. Fakat vücudumun geneli aynı fikirde değil. Yavaş yavaş bir kaşıntı başlıyor. Haftalardır uyuyan alerjimi ortaya çıkarıyor bir avuç maydanoz. (Maydanoz değil tabi, bulamıyorum her neyse ama; en azından seçenekleri 20ye indirdim) Saat 16.30 civarı. Kafamda deli sorular, kim yapar ki bunu kendineden başlıyorum, düşüncelerim hapishanede bitiyor. Ne aptalız diyorum. Uğraştığımız şeylere bak. 5. Mustafa demişti, saat 4'ten sonra dünyan kararacak diye. Bu işi 3 gün yapmış olan bir arkadaşıma mesaj arıyorum: sen bunu nasıl yaptın? Deli işi bu diye. Cevap geldi: Ben o juice şeysinin ... , korkunç bir şey, kimseye tavsiye etmem. diye. Baş ağrıları başlıyor. Öyle böyle değil ama... içtiğimi bitiremeyip duşa giriyorum. Su iyi geliyor. Saat 19.30 oldu. 6. Mustafa eve geliyor. Ben parmağımı kımıldatamıyorum. Yesene diyor. Yemem! İnat ettim. Sonuncuyu içiyorum. Kafamın üzerinde bir gergedan var. Sonuncuyu da bitiriyorum. Saat 22.00. Uykum var ama uyumanın imkanı yok. İki aspirin alıyorum gizli gizli, 2 saat sonra uyumayı başarıyorum. Sabah uyanıyorum. Sanki dün gece hiç yaşanmamış gibi. 10 gün daha yapsam yaparım. Öyle bir balık beyinlilik! Tartıya çıkıyorum: 1.2kg vermişim! Korkunç! Hangi sağlıklı insan bunu yapar ki kendine. Nasıl sağlıklı bir şey diye empoze edilebilir ki bu? Bu arada boğaz ağrım geçiyor, en azından Hediye'nin savının doğruluğunu test etmiş oluyorum. Bir daha böyle bir şey yapar mıyım? Asla! İlla içeceksem adam gibi portakal suyumu sıkar, çorbamı içerim, zencefilimi kemiririm. Bilemiyorum belki 150k takipçili bir influencer olsam acayip purify olacaktım da ufak çaplı bir tatlı ve seyahat blogger'ı olduğum için karmam izin vermedi.
