(2.Gün) San Sebastian: Herkesin Kendi Olabildiği Yer
Dün akşam sahile indiğimizde neden San Sebastian'ı bu kadar çok sevdiğimi yine anladım. Saat 20.00'yi biraz geçiyordu, güneş batmış ama daha hava kararmamıştı. Denizde hala insanlar yüzüyor, sahilde yayılmış oturuyordu; yeni kapanan mağazalardan çıkıyordu bir kısım; bir kısım günlük kıyafetiyle bisikletle eve döüyor, bir kısım tiril tiril giyinmiş, bisikletle, yemeğe geliyordu; bir kısım günü bitirmiş; bir kısım da akşamına yeni başlıyordu. Ama özellikle, geçen sefer de kalbimi çalan o ablalar :)) 70-80 yaşlarında kimi bastonla, kimi birbirinin koluna girmiş o kadınlar... Jilet gibi kıyafeti, makyajı, takıları ve yapılı saçlarıyla yürüyüşe çıkmış onlarca kadın... İşte geçen sefer San Sebastian'da ben bunu sevdim... Aslında zengin Avrupa sahil şeridindeki şehir gibi. Kimse kimseye karışmıyor, kimse kimseyi yargılamıyor, herkes dilediği gibi etrafta var olabiliyor; sanırım bunu çok özlüyorum...
Kaldığımız ev gerçekten çok güzel bir ev, belki biraz fazla güzel ki Mustafa'yı evden dışarı çıkartamıyorum! Kendini Şibumi'ye verdi; arada suratıma bakıp gülümsüyor ve kitaba geri dönüyor. Kim olduğumu unutmamak için yaptığını düşünüyorum :( Şehir merkezine çok yakın bir yer değil, daha çok çocuklu ailelerin oturduğu 3 katlı evlerden oluşan bir bölgesi şehrin. Müthiş bir otobüs hattı var, hatta biraz fazla müthiş sanırım çünkü her durak arası yürüyerek 1 dakika sürüyor! Yakında, yaklaşık 200metre uzakta mini mini bir market var, ama şampuandan deterjana, kahvaltıdan şaraba en temel ihtiyaçlarımızı alabildik :)
Evin bahçesi gerçekten harikulade... Ortancalarla çevrili olmasının dışında meyve ağaçları, çilek, kekik, fesleğen, biberiye, lavanta da ekili...



Yani geçen sene kaldığımız Cison di Valmarino'daki ev gibi olmasa da bir alt kategoride yarışabilir. Geçen seneki "Esmiyor!" konseptli yazılarımı düşündüm demin, burada kesinlikle öyle bir şey yok. Esiyor, hatta esmek ne kelime! Resmen çöl rüzgarları esiyor! Hissedilen 35 derece, kum fırtınası olmasına ramak kaldı!
Ama iyiyz endişe yok! Perşembe, cuma tüm gün yağmur yağacakmış. Gerçi biz San Sebastian'da olmayacağız; dağlarda, sahillerde Michelin kovalayacağız ama olsun.
Evde otururken bir arkadaşım, instagram'dan mutlaka buraya gidin diye bir restoran önerdi. Biz, bir kere söyleneni iki etmeyiz. Hemen hazırlandık akşam yemeği için dışarı çıktık. Biraz da etrafı keşfedelim diye yolumuzu uzatıp hem şehrin asıl merkezine gittik, hem sahilden yürüdük, hem de restoranın olduğu ve oteller (bence turist) bölgesine gittik.
Evden aşağı yürümek 20 dakika sürüyor, kaldırımlar biraz dar ama etraf çok keyifli, eğim de çok fazla değil. Bir de yolun ortasında merdiven var ki dönüşte ondan yukarı çıktık; onu sonra anlatacağım :))
